Myelodisplastik Sendromlar (MSD) Nedir?
Tanım: Myelodisplastik Sendromlar (MDS), kemik iliği yetersizliği sonucu oluşan bir grup bozukluktur. Hastalığın, farklı başlangıç, teşhis, tedavi seçenekleri ve lösemiye dönüşümünü içeren çeşitli alt türleri bulunmaktadır.
Ne olur? Kemik iliği; alyuvar, akyuvar ve trombositleri içeren kan hücrelerinin üretiminin gerçekleştiği fabrikadır. Kemik iliği, pek çok çalışan parçası ve süreci olan oldukça karmaşık bir organdır.
MDS’de gerçekleşen kemik iliği değişiklikleri
MDS’de; aşağıda belirtilen bazı olası problemler sebebiyle, kemik iliği kan hücrelerini normal şekilde üretmez:
Displazi: Bir hücrenin anormal şekil ve görüntüye (morfoloji) sahip olması
Kromozom değişiklikleri: Sitogenetik anormallikler olarak da bilinir
Mikroortam olarak da bilinen, kemik iliği destek sisteminde gerçekleşen değişiklikler
Hücrelerde veya mikroortamdaki moleküler değişiklikler
Bu durum çok az hücre sayısı veya düşük kan sayımı (sitopeni) ve düzgün işlev göstermeyen hücreler ile sonuçlanır.
En yaygın sitopeniler şunlardır:
Anemi: Alyuvarların (oksijen taşıyan hücreler) az olması
Trombositopeni: Trombosit (kanın pıhtılaşmasına yardımcı olan hücreler) sayısının düşük olması
Lökopeni: Akyuvar (WBC) (enfeksiyonla mücadele edilmesine yardımcı olan hücreler) sayısının düşük olması
Nötropeni: Nötrofil (enfeksiyonla mücadele için en önemli WBC çeşidi) sayısının düşük olması
Myelodisplastik Sendromlar (MSD) Kanser midir?
MDS’nin teşhis edilebilmesi için kemik iliği biyopsisi ve aspirasyonunun yapılması gerekir. Numune, kan hastalıkları konusunda uzmanlaşmış patologlar (hematopatolog) tarafından analiz edilir.
MDS tanısının koyulabilmesi için displazi veya sitogenetik anormallikler gibi spesifik kötü huylu özelliklerin bulunması gerekmektedir. Yakın zamanda yapılan araştırmalar, MDS’nin ortaya çıkmasında rol oynadığı düşünülen moleküler anormallikleri belirlemiştir. MDS tanısının koyulabilmesi için gereken altta yatan kötü huylu özellikler göz önünde bulundurulduğunda, MDS bir kan kanseri çeşidi olarak kabul edilir.
Kemik iliğinin olgun sağlıklı hücreler üretmeyi başaramaması aşamalı bir süreçtir ve bu nedenle MDS her zaman tedavisi olmayan bir hastalık değildir. Bazı hastalar kemik iliği yetmezliği ve sitopeni sebebiyle hastalığın doğrudan etkilerine yenik düşerler. Buna ek olarak MDS tanısı koyulmuş olan hastaların yaklaşık %30’u ilerleyerek akut miyeloid lösemiye (AML) dönüşür.